Motivasyonel Görüşme Nedir?
Motivasyonel görüşme tekniği, danışan odaklı ve yönlendirici bir tekniktir. Temel hedefi kişinin ikilemini (ambivalansı) keşfedip çözerek davranış değişikliğine yönelik içsel motivasyonu arttırmaktır. Bu teknik değişim konusunda ikilemde kalan veya değişim için isteksiz kişilerde oldukça sık tercih edilen bir yöntemdir
Peki motivasyonel görüşme tekniği daha çok hangi alanlarda kullanılıyor?
-
Kilo verme ve diyete uyum konusunda zorluk çekenlerde
-
Yaşam tarzını değiştirmek isteyip bu konuda zorluk yaşayanlarda
-
Sağlıklı davranış biçimi geliştirmede
-
Karar vermekte ve kalkışmada zorlananlarda
-Motivasyonel görüşme; yeni başa çıkma becerileri öğretmeye, bilişleri yeniden şekillendirmeye veya geçmişe odaklanmaz. Kişinin kendi deneyimleri ve değerleri arasındaki uyumsuzluklarla ilgilenmektedir.
-Motivasyonel görüşme, genellikle belirli bir değişim yönünde kararsızlığın çözümüne yöneliktir. Görüşmeyi yapan kişi, değişim konuşmasını ortaya çıkarır, pekiştirir ve ardından dirence, onu azaltmayı amaçlayan bir şekilde yanıt verir.
-Motivasyonel görüşme, bir dizi teknikten ziyade değişimi çağrıştıran kolaylaştırıcı bir iletişim yaklaşımıdır. Motivasyonel görüşmenin odak noktası, kişinin değişim için içsel motivasyonunu ortaya çıkarmaktır. Motivasyonel görüşme, yasal yaptırımlar, cezalar, sosyal baskı vb. gibi dışsal yollarla değişimi sağlamayı amaçlayan motivasyon stratejilerinden farklıdır. Bireyin içindeki değişimi kolaylaştıran motivasyonel süreçlere odaklanır.
-Motivasyonel görüşme yöntemi, kişinin kendi değer ve inançlarıyla tutarsız bir değişiklik yaratmak için kullanılmaz. Motivasyonel görüşmede değişim, kişinin kendi değerleriyle olan ilgisi aracılığıyla ortaya çıkar.
-Motivasyonel görüşme çeşitli tekniklerle beraber kullanılabilir. Örneğin bilişsel davranışçı terapi ile birlikte kullanılmaları yarar getirebilir.
Motivasyonel görüşmenin 4 temel ilkesi vardır:
1) Empatinin Gösterilmesi
Empati ilkesinin altında yatan tutum "kabul etme" olarak adlandırılır. Uzman, yansıtmalı dinleme yoluyla danışanın duygularını ve bakış açılarını yargılamadan, eleştirmeden veya suçlamadan anlamaya çalışır. Burada kabulün, anlaşma veya onay ile aynı şey olmadığına dikkat etmek önemlidir. Bir kişinin bakış açısına katılmamak veya onaylamamakla birlikte onu kabul etmek ve anlamak mümkündür.
Kabul edici bir tutum da uzmanın danışanın görüşlerine katılmasını ve bu farklılığı ifade etmesini engellemez. En önemli tutum, bakış açılarını anlama arzusuyla kişiyi saygılı bir şekilde dinlemektir. Paradoksal olarak, insanları oldukları gibi kabul etmek onları değişmeleri için özgür kılarken, ısrar edici bir şekilde kabul etmeme ("İyi değilsin; farklı olmalısın") değişim sürecini durdurma eğilimindedir. Kabul etme ve saygı gösterme tutumu, bir terapötik ittifak oluşturur ve danışanın benlik saygısını destekleyerek değişimi daha da artırır.
2) Çelişkilerin ortaya çıkarılması
Değişim, mevcut davranış ile kişi için önemli kişisel hedefler veya değerler arasında algılanan bir tutarsızlık tarafından motive edilmektedir. Uzmandan ziyade danışan, değişim için gerekli argümanları sunmalıdır.
3) Dirençle çalışma
Bir kişinin sunduğu direnç, değişime doğru yeni bir ivme yaratmak için yeniden çerçevelendirilebilir. Burada kişiye büyük saygı unsuru da vardır. Bir sorun hakkında ne yapılacağı, eğer varsa, nihayetinde bireysel bir karardır. İsteksizlik ve kararsızlığa karşı çıkılmaz, ancak doğal ve anlaşılır olduğu kabul edilir. Danışman yeni görüşler veya hedefler dayatmaz; bunun yerine, kişi yeni bilgileri düşünmeye davet edilir ve kendisine yeni bakış açıları sunulur. "İstediğini al ve gerisini bırak", bu yaklaşıma hakim olan bir tavsiyedir.
Bu, karşı koyulması zor bir yaklaşımdır. Motivasyonel görüşmede, uzman genellikle bir soruyu veya sorunu kişiye geri döndürür. Tüm cevapları sağlamak ve tüm çözümleri üretmek uzmanın işi değildir. Kişinin, kendi sorunlarının çözümü için önemli içgörü ve fikirlere sahip, yetenekli ve özerk bir birey olduğu varsayılır. Son olarak, “direnç” olarak etiketlenen danışan davranışları, motivasyonel görüşmede uzmanın yaklaşımını değiştirmesi için bir işarettir.
4)Kendine yeterliliği destekleme
Motivasyonel görüşmenin dördüncü önemli ilkesi, bir kişinin belirli bir görevi yerine getirme ve başarma yeteneğine olan inancını ifade eden öz yeterlilik kavramını içerir. Öz-yeterlilik, değişim motivasyonunda kilit bir unsurdur ve tedavi sonucunun oldukça iyi bir göstergesidir. Bir uzman burada belirtilen ilk üç ilkeyi takip edebilir ve böylece kişinin önemli bir sorunu olduğu algısını geliştirebilir. Bununla birlikte, danışan değişim için hiçbir umut veya olasılık algılamıyorsa, o zaman hiçbir çaba gösterilmeyecektir. Uzmanın, bir kişinin değişme olasılığına ilişkin kendi beklentileri, kendi kendini gerçekleştiren bir kehanet gibi hareket ederek sonuç üzerinde güçlü bir etkiye sahip olabilir. Motivasyonel görüşmenin amacı, danışanın engellerle başa çıkma ve değişimde başarılı olma yeteneğine olan güvenini artırmaktır.
Bir kişinin kendi değişimine karar vermekten ve onu yönlendirmekten sorumlu olduğunu iddia etmek, o kişinin bunu yapabilecek kapasitede olduğunu varsaymaktır. Motivasyonel görüşme, uzmanın danışanı değiştireceği görüşünü beslemez. "Seni değiştireceğim" amaçlanan mesaj değildir, "Dilersen değişmene yardım edebilirim." daha uygun bir mesaj olur.